Anadolu toprakları, efsaneler ile gerçeklerin çoğu zaman birbirine karıştığı yer olarak bilinir. Yaşanan bazı gerçekler, bize hikâyeler ile ulaşmıştır. Amazonlar Anadolu topraklarında doğmuş ve önemli bir güç olarak hem hikâyelerde hem de yazılı kaynaklarda anlatılmıştır. Birçok yazılı kaynağa göre anayurtları günümüzdeki Samsun ili Terme ilçesi yakınlarındaki Thermiskyra’dır.
Samsun B.Belediyesi tarafından Samsun Batı Park alanında Amazon Adası ve Heykeli yapılarak bu konu sahiplenilmiştir. Kısa süre önce yapılmasına rağmen Samsun’a gelene yerli ve yabancı turistlerin ilgisini çekmektedir. Amazonlar sanki batılı veya Grek dünyasının bir parçası olarak bilinmesine rağmen Anadolu’da yaşamış halklardan birisidir.
Anaerkil dünyanın savaşçıları olan Amazonlar iyi ok atabilmek için tek göğüslerini kesiyorlardı. Bu yüzden Grek tasvirlerde bu şekilde bilinmektedir. Grekler anaerkil dünyanın bu temsilcilerini savaş tasvirlerinde gösterdikleri önemli bir konu olarak algıladılar. Amazon savaş sahnesinin olduğu birçok eser ülkemizin birçok müzesinde ve ören yerinde vardır. İlkçağ insanlarından kalan eserlerde Amazonlardan birçok değer bulunur. Homeros onların Truva savaşlarına katıldığını yazar. Heredetos, Diodoros ve coğrafyacı Strabon onlardan sözederler. Herakles ve Achilleus efsanelerinde de Amazonlar’dan bahsedilir. Sokrates ve Platon Amazonlar’ın Atina’ya saldırdıklarını bir gerçeklik olarak kabul ederler. Amazonların yaşadıkları söylenen bölgelerde, özellikle Anadolu ve Mora Yarımadasında, kabartma taş ve resim olarak, Amazonlar’ı temsil eden binlerce eser bulunmuştur. Son dönemlerde bulunan Urfa Halepli Bahçe deki Amazon Mozaikleri görülmeye değerdir.
Kendini sadece savaş için yetiştiren bu kadınlar gerçek miydi, yoksa sadece bir söylentiden mi ibaretti. Mitoloji Amazonların savaşçılığından çok bahsetmektedir. Birçok söylence olmasına rağmen Amazonlar nereden gelmiş olursa olsun Anadolu’nun yerli halkıdır. Truva savaşında ünlü savaşçı Hektor’un Aşil tarafından öldürülmesi ile Amazonlar da Anadolulu diğer halklar gibi Anadolu’nun en önemli kenti olan Truva’yı Akha (Grek) istilasına karşı korumak için yardıma gitmişlerdir. Amazonların ilişkilendirildiği en önemli halklar İskitler, Hititler ve Grekler’dir. Hatta Amazonlar İskitler’in eşleri ya da İskit erkekleri savaştan dönmeyince kendilerini savunmak zorunda kalan kadın savaşçılar olduğu da ileri sürülmektedir.
Amazonların ilk kurduğu en önemli kent ve başkentleri, günümüzde Samsun’un Terme (Themiskyra) ilçesindeki Terme çayının (Thermodon) Karadeniz’e dökülen burnunda kurulmuştu. Bu şehrin kalıntılarına günümüzde henüz rastlanmamıştır. Anadolu’da adı bilinen ancak kendi henüz keşfedilmemiş birçok antik kent mevcuttur. Amazonların başkentinin nerede olduğuyla ilgili henüz bir arkeolojik çalışma yapılmamıştır. Amazon savaşçılarının Suriye, Trakya ve Anadolu akınlarından elde ettikleri ganimetlerle başkentleri Themiskyra (Terme) de çeşitli yapılar yaptırdıkları ve Ana tanrıçaları Artemis adına büyük bir anıt yaptırdıkları bilinmektedir. Artemis adına her yıl yapılan çeşitli festivallerde, ona çeşitli kurbanlar adamışlardır. Bu festivallerde yapılan çeşitli yarışmalarda Amazonlar savaşta göstermiş oldukları yeteneklerini sınamışlardır. Amazonların kendilerini “ayın kızları” olarak gördüklerini, ana tanrıça Kybele ve Artemis’in hizmetkarı olarak kabul ettiler. Bu nedenle kendilerine kendi dillerinde “Amız” yada “Amıs” adını taktılar. Daha sonraki dönemlerde ise bu ad Grekler ve Latinler tarafından Amazon’a dönüştürüldü.
Truva’da Akhilleus (Aşil) ve Amazon Kraliçesi Penthesileia’nın mücadelesi:
Truva savaşlarını anlatan Homeros ve bazı antik dönem yazarları, bize önemli bir söylence bırakmışlardır. Bu söylence Akhileus ile Amazon kraliçesi Penthesileia’nın mücadelesidir. Truva savaşları aslında Anadolu ile Akha ordularının savaşıdır.
Truva kenti önemli bir liman kentiydi ve ticaretin geçiş yollarının kesiştiği yerdeydi. Alman arkeolog Heinrich Schliemann tarafından 1870 yılında antik kalıntıları bulunan Truva günümüzde Çanakkale sınırları içinde yer alır. Truva kenti Anadolu’nun önemli kentlerinden birisiydi. Bu önemli kavşak kenti özellikle Çanakkale boğazı üzerinde hakimiyeti ile boğazdan geçen ticari gemilerden yüklü miktarda vergi almaktaydı. Önemli bir ard ülkesi de olan kentte Anadolulu birçok tüccar mallarını satarak ticaret yapmaktaydı. Anadolu için önemli bir kent olan Truva, civardaki güçlerin özellikle Atinalıların (Akha) iştahını kabartıyordu. Truva savaşın asıl nedenlerinden birisi de yüklü miktardaki ticari vergilerin Truva’ya akması ve kenti zenginleştirmesiydi.
Uzun süren bu mücadelede aslen Akhalı olmayan Akhilleus savaşta Akha ordularını destekler. Akhilleus çok ünlü bir savaşçıydı ve ünü birçok yerde biliniyordu. Antik dönem orduları hiçbir zaman Akhilleus’a karşı savaşmak istemezdi. Amazonlar hariç! Sadece şan ve şöhret peşinde koşan Akhilleus Truva savaşının başlamasına sebep olan taraftaydı.
Amazonların Truva’yı desteklemesi özelliklede ön saflarda savaşmaları biraz garipsenebilir. Ancak Amazonların tarihi Grek-Amazon mücadelesinin tarihidir. Buna Ataerkil Grekli dünya ve Anaerkil Anadolu dünyasının savaşı da diyebiliriz. Ama uzun süren Truva savaşlarında Agamennon’un Anadolu yerleşimlerini yağmalaması da bilinen en önemli sebeplerdendir.
Savaşta çoğu zaman Amazonlar Truva’nın komutanlığını da üstlenmişlerdi. Karadeniz kıyılarındaki kentleri Thermiskyra (Terme) da oturan kraliçelerin komutasındaki klanlar ve Tanais (Don ırmağı) klanları Anadolu’yu işgalci güçlerden her zaman korumuşlardı. Amazonlar bölgenin yabancısı değildi. Özlerinde olan haksızlığa ve yağmalama düzenine başkaldırışları onların savaştaki öfkelerini ateşliyordu. Savaşın en önemli zamanlarında Truvalıların önemli kahramanlarından olan Hektor Akhilleus tarafından öldürüldü. Akhilleus, bununla da yetinmeyip kahraman Hektor’un cansız bedenini Truva surları etrafında yedi defa sürüklemesi bütün Anadolu’ya yayılmıştı. Büyük kahraman Hektor’un böyle sürüklenmesi diğer insanları olduğu kadar Amazonları da çok kızdırmıştı.
Savaşta Truva güçlerinin komutası ünlü Amazon kraliçesi Penthesileia’ deydi. Büyük bir disiplin içinde hareket eden Amazonlar yanında Truvalı diğer piyade askerlerle beraber savaşta Akhalıları bozguna uğratıyordu. Amazonların savaş çığlıkları yeri göğü inletiyordu. Truva kıyılarında geldikleri gemilere kendini zor yetiştiren Akha askerleri çok zor durumdaydı ve tek düşünceleri kaçıp kurtulmaktı. Akhilleus yanında Aiaks ile birlikte Akha’ların bozguna uğradığını görünce büyük bir öfkeyle savaşmaya başladı. Akhilleus’un bu öfkesini gören Akhalı askerler büyük sevinç duymuştu. Tam da bozgun yaşanırken bir anda dirençle karşılaşan Amazon kraliçesi Penthesileia, Akhilleus’un şöhretini iyi biliyordu. Ancak yorgunluk ve uzun süren savaş Amazonları yormuştu. Bir süre sonra kendini toparlayan Akhalı güçler, başlarında Akhilleus ile saldırıya geçmişlerdi.
Çoğu zaman göğüs göğse geçen savaşta her iki tarafta büyük kayıplar veriyordu. Uzun süren mücadele sonucunda Akhilleus, Amazon Kraliçesi ve Truva başkomutanı olan Penthesileia’nın bir anlık dalgınlığından faydalanıp mızrağını arkadan Penthesileia’nın sırtından saplamıştı. Büyük acıyla atından düşen kraliçe, aldığı yaradan dolayı kanlar içindeydi. Akhilleus, kendini günlerce uğraştıran rakibinin yüzünü görmek istiyordu. Kraliçenin miğferini başından çıkarınca Penthesileia’nın güzel yüzüyle karşılaştı. Akhilleus kendisini bu kadar uğraştıran kişinin bir kadın olduğuna inanamıyordu. Rakibine duyduğu saygı ile onu yere yatırdı ve başını dizine alarak usulca saçlarını okşadı. Akhilleus Penthesileia’nın güzel yüzünü görür görmez ona aşık olmuştu.
Kraliçeyi kurtarabilmenin çabası ile sırtında saplı olan mızrağı çıkaran Akhilleus Amazon kraliçesi Penthesileia’nın son nefesini vermesine engel olamadı. Büyük bir üzüntüyle kraliçeyi selamladı ve onurunun korunması için emir verdi. Akha askerlerinden Thersites, Akhilleus’un kraliçeyi böyle bir şekilde onurlandırmasına çok sinirlendi ve Amazon kraliçesi ve Akhilleus’a çok kötü sözler söyledi. Bunun üzerine Akhilleus Thersites’i orada öldürdü.
Truva’lılara teslim edilen kraliçe Penthesileia ile diğer Amazon savaşçıların bedenleri Amazon geleneklerine uygun olarak temizlendi ve dolunayda yakılarak külleri, Amazonlar ülkesi olan Thermiskyra’ya (Terme-Samsun) gönderildi.
Bu söylence bize iki olguyu anlatmaktadır. Grekler tarafından anlatılan bu söylencede, Ataerkil olan Greklerin savaşı her zaman kazandığıdır. Ancak ikinci olgu ise, aşkın her zaman üstün olduğudur. Bu mücadele ve aşkı anlatan birçok ozan ve sanatçının yapıtı günümüze kadar ulaşmıştır.
Tahsin Özbek
İşim gücüm yemek, içmek gezmek. Öğrenmekten ve paylaşmaktan mutluluk duyarım.
Gezgin blog’dan haber almaya ne dersiniz?
E-mailinizi bırakın, yazılarımızı size ulaştıralım.