Kahvaltı için Ürgüp’e geldik. Ürgüp ufak bir meydanı olan şirin turistik bir ilçemiz. Şehrin ana caddesinin arkasında kaya blokları yükseliyor. Oradaki kayalar düştüğü için önce kaya bloklarının dibinde bulunan barlar kapatılmış ve tehlike nedeniyle de bir daha açılmayacak. Yanyana 5-6 tane pastane, cafe var. Su&Ne isimli salonda kahvaltımızı yapmaya karar verdik. Personel oldukça ilgili ve güleryüzlüydü. Çaylar biraz geç gelse de keyfimizi bozmadık. Kahvaltı salonunun tam karşısındaki Taskobirlik’ten meyve suyu alışverişini yaptıktan sonra Göreme’ye doğru yola koyulduk. Giderken Karakuş Entertainment Center’a uğradık. Karakuş Entertainment Center doğal kayaların içine oyularak yapılmış gerçekten çok otantik bir mekan. Mekanda biri 750 kişilik, diğeri 70 kişilik olmak üzere iki restaurant var. Özellikle 750 kişilik restaurant yükselen sahnesi ve ışık oyunlarıyla horondan sema gösterisine kadar geniş bir yelpaze içinde Türk Folklor gösterilerinin yapıldığı restaurant. Yaz aylarında açık hava restaurantı da hizmet veriyor. Ziyaretçi defterinden çeşitli kesimlerden bir çok ünlü kişinin buraya geldiğini öğreniyoruz.
Oradan eski adı Sinasos olan Mustafakemalpaşa köyüne geçtik. Burada meşhur Asmalı Konak dizisinin ilk konağı olup şimdi “Old Greek House” adıyla hizmet veren konağı ve Kapadokya Meslek Yüksekokulu’nu gördük. Kapadokya Meslek Yüksekokulu yöreye katkı sağlamak isteyen kişilerin katkısıyla kurulmuş. Okulda yöre ekonomisine katkıda bulunacak sivil havacılık, turizm, atçılık, aşçılık, el sanatları, şarapçılık, organik tarım, restorasyon gibi bölümler bulunuyor. Üniversite binaları ise görülmeye değerdi. Burada öğrenciler restore edilmiş tarihi binalarda eğitim görüyorlar. Yöreye özel taş binaları ve taş oymacılığının çok güzel örneklerini görme fırsatımız oldu.Burada eğitim almak muhteşem bir duygu olmalı. Kapadokya bölgesinde özellikle dikkatimi çeken bir konu da yeni yapılan binaların da eski yapılara uygun bir şekilde yapılması ve yörede bir yeknesaklık bulunmasıydı.
Mağaradan çıkıp Kayseri’ye doğru yola koyulduk. Dönüş yolunda bir gün içerisinde yapılabilecek en güzel geziyi yaptığımı düşündüm. İstanbul’daki sağanak yağmur, Kapadokya’daki 30 derece sıcaklığı bırakmamam gerektiğini söylüyordu. Ama artık gelmiştim.
Kapadokya; ilginç kaya oluşumları, bu kayaların içine oyularak yapılmış kiliseleri, yüzyıllar öncesinden günümüze kadar neredeyse sapasağlam bir şekilde gelmesi ve Hristiyanlığın merkezlerinden olması nedeniyle gerçekten görülmesi gereken bir yer. Tarihi dokusu, mistik ve huzur dolu bir havası var. En kısa sürede tekrar gidiyoruz.
Burcu Oylan
E-mailinizi bırakın, yazılarımızı size ulaştıralım.