Doğu Karadeniz ve Büyülü Yaylaları

Butik bir Doğu Karadeniz programı hazırladık ki içinde neler yok? Yayla ve köy evlerinde konaklayıp, ateş başlarında sohbet edeceğiz. Dere sesiyle uyanıp, tulum sesiyle günü noktalayacağız. Görmediğimiz çiçekleri göreceğiz, daha önce hiç tatmadığımız lezzetlerin tadına bakacağız.

17 – 21 Haziran 

1.Gün – 17 Haziran: İstanbul – Trabzon – Fırtına Deresi

Sabah Trabzon Havalimanında buluşuyoruz. Bizi bekleyen aracımızla kahvaltımızı almaya gidiyoruz. Kahvaltının ardından gezimize yerli yabancı herkesin ilgisini çeken Uzungöl Milli Parkı’na gideceğiz. Uzungöl; Haldizen Deresinden beslenen bir set gölüdür ve dağların arasında olduğundan görseli çok güzeldir.  Ardından Rize’nin Çamlıhemşin ilçesine doğru yola çıkıyoruz. Fırtına Deresi’ni takip ederek ilerliyor ve otelimize yerleşiyoruz. Mesafeler kat ettiğimiz bugünü erken bitirip dinlenmek bugün için ideal olanı. Akşam ateş başında sohbetlerimiz ve tulum dinletimiz olacak.

2.Gün – 18 Haziran: Fırtına Deresi

Sabah derenin o güzel sesi, kuşların cıvıltısı bize tekrar hoş geldin diyor. İşte en çok seveceğiniz kısım bu kısım. Fırtına Vadisinde bulunmak; derenin sesini dinlemek, onu süsleyen köprüleri fotoğraflamak, konaklarını ve içindeki yaşamları seyre dalmak… Doğu Karadeniz’in en çarpıcı dağı; Kaçkar Dağı’nın zirvesinden birleşip gelir şelaleler Fırtına Dere’sini oluşturur, derenin uzunluğu 57 km’dir. Vadi adını dereden alır. Bu dere birçok bitkiye, hayvana ve insana yaşama fırsatı sunar. Bizi de gezimizin iki günü misafir edecek.

Bugünkü ilk durağımız Zil Kale. Fırtına Deresi kadar meşhur ve zirve de bulunan kaleden etrafı seyretmek çok keyifli. Ardından Çat Vadisinden geçerek Şimşir Ormanı’na ulaşıyoruz. Şimşir Ormanındaki sürprizi orada göreceksiniz, burası sıradan bir orman değil çünkü… Ormandaki molamızın ardından aslında bir Hemşin Yaylası olan Gito Yaylasına hareket edeceğiz. Manzara tek kelimeyle harika! Yaylada Verçenik, Kaçkar ve Karçal Zirvelerini hava açıksa görebileceğiz. Yayladan dönüşte Palovit Vadisinden geçerek Palovit Şelalesine gideceğiz.

3.Gün – 19 Haziran: Pokut Yaylası

Sabah erkenden yola düşüp Ayder Yaylası’dan geçerek, üst kısmında bulunan Avusor Yaylasına çıkıyoruz. İsmini yayladan alan Kaçkar Dağının eteklerinde bulunan Avusor Gölüne kolay bir yürüyüş gerçekleştireceğiz. Daha sonra yaylanın peynirinden yapılan muhlama ve yayla sütü öğle yemeğimiz de bize eşlik edecek. Keyifli bir yürüyüş ve lezzetli bir yemeğin ardından bu kez yönümüzü en güzel yaylalardan birine Pokut’a çeviriyoruz. Konaklamamızı da yine Pokut Yaylasında yapacağız. Yola koyulduktan sonra yaylaya ulaşmadan önce Şenyuva (çinçiva) köyüne uğruyoruz. Burası bir dizi ile de gündeme gelen ufacık bir köy. Köyde gezinip tarihi Şenyuva Köprüsünde fotoğraflarımızı çekeceğiz. Sonrasında yola devam; köyden geçerek yapacağımız yolculuğun ardından Pokut yaylalasına ulaşacağız. Karşımız da Sal Yaylası ve belki akşam güneşiyle bulut denizi eşliğinde günümüzü sonlandıracağız.

4.Gün – 20 Haziran: Pokut Yaylası – Macahel Köyü

Sabah Pokut Yaylasından ayrılıyoruz, burayı bırakmak hepimize çok zor gelecek belki ama gideceğimiz yerde bir o kadar güzel. Yayladan ayrılmadan önce karışımızda bizi seyreden Sal Yaylasına kısa bir yürüyüş yapıp yaylayı gezmeyi ihmal etmiyoruz. Bu akşam ve ertesi akşam ki konaklamamızı Türkiye ve Gürcistan sınırında bulunan Gürcü köyünde, eski bir köy pansiyonun da yapıyoruz. Bölgenin adı ise Macahel, Unesco tarafından tescillenmiş Türkiye’nin tek Biyosfer alanı burası. Macehel’e doğru yola çıkmadan önce Ayder Milli Parkında bulunan Ayder Yaylasına gidiyoruz. Yaylada serbest zaman da dilediğiniz gibi dolaşabilirsiniz.

Daha sonra bölgedeki başka bir vadi olan Tar Vadisine gidiyoruz. Çok keyifli bir yürüyüş ve yürüyüş sonunda bize bekleyen görkemli bir şelale ile günümüzü şenlendiriyoruz. Yürüyüşümüz bittikten sonra Ayder Milli Parkından ayrılıyoruz, daha sonra Fırtına Vadisine veda ederek; bambaşka bir bölgeye yolculuğa çıkıyoruz. Macahel ve yöreye özgü enfes Gürcü yemekleri bizleri bekliyor…

5.Gün – 21 Haziran: Macahel Köyü

Sabah kuş sesleri ve el değmemiş bakir bir coğrafyaya uyanıyoruz. Birkaç kez içimizden geçiriyoruz “burada yaşayanlar ne şanslı” cümlesini, insan hasret olduğu şeyi ister ya o hesap bizimkisi… Çok sakin bir yer burası, sakin bir gün ve doğayla buluşma vakti bizim için de…Her şeyiyle doğal kahvaltımızı yaptıktan sonra kaldığımız köy olan Maral Köyünde bulunan Maral Şelalesi’ne gidiyoruz. Şelalenin ardından bölgede bulunan tarihi ahşap camileri gezeceğiz, ilginizi fazlasıyla çekecek. Akşama yine çok beğendiğiniz yöresel Gürcü yemekleri var.

6.Gün – 22 Haziran: Macahel Köyü – İstanbul

Son kez Macahel Vadisine bakıp bu diyara veda ediyoruz. Yolumuz bizi Borçka ilçesinde bulunan Karagöl Tabiat Parkına götürüyor. Bu güzel yerde vakit geçirip, göl çevresinde yürüyüş yapıyoruz. Sonra Arhavi ilçesinde yer alan Mençuna Şelalesi ve Çifte Köprüleri göreceğiz. Kamilet Vadisinde yer alan Mençuna Şelalesi de Artvin bölgesinde adından çokça söz edilen bir yer. Şelaleye ulaşmak için biraz yürümemiz gerekecek ancak gördüğümüz manzara bizi çok sevindirecek. Arhavi ilçesini geçtikten sonra Hopa’ya uğruyor ve Karadeniz müziğini herkese sevdiren, genç yaşta kaybettiğimiz Kazım Koyuncu’nun anıt mezarını ziyaret ediyoruz. Sonrası dönüş vakti, Trabzon Havalimanına doğru yola koyulacağız.

Bilgi ve Rezervasyon

Turumuz hakkında detaylı bilgi almak veya ön rezervasyon yaptırmak için aşağıdaki formdan bize ulaşabilirsiniz.